binbir fıkra

Temel Dursun%a üniversite çagindaki kizini matematik dersi çalistirmasi için emanet eder.
Aradan 9 ay geçer.
Kizi karni burnunda eve döner.
Temel sinirle Dursun%un evine gider. Ve Dursun%a bagirir:
"Ne yaptun kizuma?!" Dursun cevap verir:
"Ne yapayum daa?!
Ders çalismiyordu. Koskoca kiz, dövsen dövülmez......"

Bir adamla karisi Misir%da eski bir çarsida geziyorlarmis. Ayakkabi satilan bir dükkânin önünden geçerlerken satici içerden seslenmis, buyur etmis, girmisler.
- Satici "çok özel büyülü sandaletlerim var beyefendi, sizi sex te çok vahsi ve kuvvetli yapacak sandaletler..." Adam tabi ki erkeklige leke sürdürmemek için pek önemsememis ama eski günleri özleyen karisinin israrlarina dayanamayip sandaletleri denemeye karar vermis. Adam sandaletleri giyer giymez gözleri parlamis, kalbi hizli hizli atmis, fiziksel degisimler baslamis, nefesi serilesmis gözleri büyümüs ve etrafina seri bir sekilde bakinmaya baslamis. Karisi bir adim geri kaçmis "Aman allahim dur dur..." derken adam kosmus, saticiyi yakaladigi gibi tezgaha yatirmis, pantolonunu parçalayarak çikarmaya baslamis, bu arada satici bir yandan kurtulmaya çalisirken bagiriyormus,
-"Sandaletleri ters giydin lan!..."

Köyü basan bir gurup terörist bütün köy halkini siraya dizer... Grubun basi köy halkina derki...
- Hayatta kalabilmeniz için bir sansiniz var. Köyün erkekleri tek sira dizilecekler. Hepiniz mallarinizi çikartacaksiniz. Karilarin gözünü baglayacagim. Gözü bagli olarak kadinlar hepsine elleyecek. Kim kocasininkini elleyerek tanirsa o kari kocanin hayatini bagislayacagim... Derken kadinlar birer birer gözleri baglanip getirilir.
- Birinci kadin baslar. “ Bu degil, bu degil, bu degil BU!! “ kocasini ve kendini ölümden kurtarir.
- Ikinci kadin gelir. “Bu degil, bu degil, bu degil, bu degil, bu degil, bu degil, BU!”.. onlarda kurtulurlar. Üçüncü kadinida getirdiklerinde terörist dayanamayip adamlarin arasina geçer. Kadin baslar kocasini aramak için ellemeye.
- Bu degil, bu degil, bu degil, bu degil, Bu Bizim Köyden Degil, bu degil, bu degil, Bu....

Adam günün yorgunlugu üzerinde, perisan bir vaziyette IETT duraginda otobüs beklemektedir. Nihayet uzun bir zaman sonra bekledigi güzergâhin araci gelir ve biletini attiktan sonra arka taraflara dogru ilerlemeye baslar. Bir, iki adim ilerisindeki çift kisilik koltugun bos olanina dogru ilerler; tam oturacagi sirada engelleyici bir ses tonu onu durdurur:
- Buraya oturamazsin! Ben kimim biliyor musun?
- Kim oldugunuzu bilmeli miyim?
- Ben Yrd. Doç. falan kisiyim.
- Evet?
- Benim gibi kidemli birinin yanina oturamazsin!
- Size bir soru sormak istiyorum. Siz Yrd. Doçentlik ünvaninizdan sonra ne olacaksiniz?
- Doçent.
- Peki sonra?
- Sayet basimiza bir sey gelmezse Profesör.
- Daha sonra?
- Belki zor ama, Ordünaryus Profesör.
- Evet... Peki bu dereceden sonra?
- Hiiç...
- Ben simdiden %hiç%im; lütfen müsade edin yaniniza oturayim...
- !!?

John sabah kalktiginda vakit çok geçtir. Ve acele ile giyinip hemen bir taksiye atlayip ise gider. Fakat ise geldiginde patronu onu her zaman geç kaldigi için isten kovar. Isten kovulan John üzgün bir sekilde eve döner. Eve geldiginde yatak odasinda Karisini bir Zenci ile yatarken bulur. Ve kadin artik kendisini sevmedigini, evini ve arabasini aldigini söyleyip John%u evden kovar. Iyice çaresiz kalan John sokaklarda dolasirken kendini köprüden atip ölmeyi düsünür. Tam köprüden atlarken bir Noel Baba gelir. Noel Baba niçin ölmek istedigini sorar. John basindan geçenleri anlatir.
- Noel Baba “ Söyle 20 yasinda sarisin bir kadinin olsun ister mi sin?
-John “ Elbette”
-Noel Baba “ Söyle kendi isin, Porche ve muhtesem bir villan olmasini ister mi sin?”
-John tereddütsüz “Tabi elbette isterim.”
-Noel Baba “Ama bir sartim var.”
-John “ Nedir sartin?”
-Noel Baba “ Bir kere yapacagim!!!!” John düsünür, biraz sabredecegim ve muhtesem seyler kazanacagim der. Tamam der. John soyunmaya baslar ve bu isi yaparken
-Noel Baba sorar. “ John kaç yasindansin?”
-John “41”
-Noel Baba “John 41 yasindasin ama hala Noel Baba%lara inaniyorsun!!!!!”

Bir gemi uzun bir yolculuga çikiyormus ama bu gemide bir KAPTAN ve üç TAYFA varmis. Gemi daha sonra firtinaya yakalanarak batmis ama nasil olduysa KAPTAN ve TAYFA%lari kurtulmuslar. Ama sonuç olarak bir adaya düsmüsler hemde Yamyam’larin adasina . Adaya geldiklerinin ilk gününde YAMYAM%lar bunlari yakalar ve bir soru sorarlar .Soru:ÖLÜM MÜ yoksa MAKOKMU diye soru sorarlar . Ve sabaha kadar mühlet verirler . Ertesi gün ilk tayfaya sorarlar ölüm mü yoksa makok mu? Tayfa ölmektense bilmedigim seyi olurum daha iyi der ve makok diye cevap verir. Ardindan adami bir kere sikerler ve birakirlar. Diger tayfaya da ayni soruyu sorarlar ve ayni cevabi alirlar ve onu da yaptiktan sonra serbest birakirlar. Son tayfada ayni olaylari yasar ve serbest birakilir. Sonunda KAPTANA gelmistir KAPTAN çevresindekilere nutuk atarcasina ayaga kalkar ve "Ben bir KAPTAN olarak gururlu ve serefli biri olarak yasadim ve yine bu serefimi hayatim pahasina da olsa vermem, ben ölümü tercih ediyorum” der. Bunu duyan kabile reisi "o zaman buna ölene kadar makok."

Alkolik bir adam bir marketin önünden geçerken viskilere bakip, ahbe söyle isedik mi viski olsa ne olur sanki diye hayal kurmus. Bunun üzerine dilegi kabul olmus. Aksam eve gelip karisina hanim iki bardak getir de viski içelim diyince karisi da ne oldu parami buldun demis. Adam olanlari anlatmis, karisida görmek için hadi yap ta içelim demis. Adam gerçekten viski isiyormus. Gel zaman git zaman adam bir gün yine aksam olmus evine gelmis karisina hanim bir bardak getir kafayi çekecegim demis. Karisi da bey bugün bensiz mi içeceksin diyince adamda hayir sen bugün siseden içeceksin demis.

Kalabalik bir belediye otobüsünde kadinin biri haykirmis:
-Terbiyesiz adam ,yeter artik! –Adam “Aman bayan ne oldu ki?” – “Daha ne olacak geçtin arkama. Taksim den beri ayiptir be!” – Adam “Efendim yanlis anladiniz herhalde. Bugün aybasi. Maasimi aldim, cebimde o var. O dokunmus olacak.”
-Kadin “Iyi de be Adam , Taksim%den Sisli%ye gelene kadar maasina zam mi geldi? “

Amerikada en az 3 farkli objeyi kullanarak dünyanin temel sorunlarinin ifade edilmesine dayanan bir yarisma düzenlenir. Bu yarismaya bizim Temel de katilir ve sahneye basinda gaz maskesi elinde bir demet çiçek ve prezervatif takmis bir sekilde çikarak birincilik ödülünü kazanir. Sunucu Temel%i yanina çagirarak bu objelerden maske ile dünyadaki çevre kirliligine, çiçeklerle doganin korunmasinin gerekliligine ve prezervatifle de dogum kontrolünün önemine dikkat çektiginiz için bu ödülü size layik gördük der. Bunun üzerine Temel aslinda ben " prezervatifle sevismek gaz maskesiyle çiçek koklamaya benzer. " demek istemistim der.

Midesi ağrıyan Temel, doktora gider. Tanıdık olan doktor, Temel ile biraz dalga geçmek için, kısa bir muayeneden sonra hemen teşhisi koyar:
- Temel, sen hamilesin.
Temel, kendi kendine söylenir:
- Ne? Yaktın beni Fadime, sana kaç kere "Sevişirken üste çıkma" demiştim

iki tane nineyle dede varmıs bunların eveleri arkalı önlüymüs
arka tarafı kiraya verceklermiş dede kagıta arka taraf kiralık yazmıs yapıstırıcıyıda sürmüs sandelyenin üstüne koymus
ninede sandalyeye oturmus kagıt arkasına yapısmıs carsıya cıkmıs bunu goren genc bi cocuk nine sadece arka tarafmı kiralık diye sormus ninede he yavruum ön taraf dedenle bize anca yetiyo demiş